Çağdaş Sözlük

اهل

Osmanlıca - Rumca - اهل maddesi. Cilt: 1 Sayfa: 278 - Sira: 5

TÜRKÇE´DEN RUMCA´YA KAMUS-İ OSMANÎ, Yanko Hloros, 1899,, اهل yunanca ne demek. Osmanlıca - Rumca Sözlük, Türkçe - Yunanca Sözlük, اهل kelimesinin yunanca anlamı karşılığı nedir? Yunancada ne anlama gelir. Yunanlılar nasıl der.

Οθωμανικό-Ρωμαίικο Λεξικό , Τουρκοελληνικό Λεξικό, Τι σημαίνει اهل ; Ποια είναι η σημασία της λέξης اهل ; Σε ποια έννοια χρησιμοποιείται το اهل ; Τι εκφράζει ο όρος اهل ; Ποια είναι η λεξική σημασία του اهل ; Τι είναι το اهل ; Τι σημαίνει το اهل ; Ποια είναι η επέκταση του اهل ; Μπορείτε να εξηγήσετε τη σημασία του اهل ; Τι αντιπροσωπεύει το اهل ; Λεξικό της Παλιάς Κωνσταντινούπολης Ρωμαίικης

اهل güncel sözlüklerde anlamı:

ehil ::: (a. s.) : (bkz. : ehl).

ehl ::: (a. s. c. : ehâlî) : 1) sahip, mâlik, mutasarrıf olan. 2) maharetli, usta, kabiliyetli, becerikli. 3) bir yerde oturan. 4) karıkocadan herbiri. (bkz. : ehil).

ehl-i âlem ::: insanlar.

ehl-i beyt ::: hâne halkı, familya, aile; Hz. Peygamberin yakın akrabası.

ehl-i cehl ::: câhiller, bilgisizler.

ehl-i dikkat ::: dikkat sahipleri.

ehl-i dil ::: gönül adamı, gönül dilinden anlıyan (kimse], kalender.

ehl-i dünyâ ::: dünyâ adamı, Ahireti düşünmiyen.

ehl-i emsâr ::: şehir, kasaba halkı.

ehl-i hakk ::: doğruluk sahipleri, îmânı bütün, doğru kimseler.

ehl-i hârâbat ::: meyhane adamları.

ehl-i hıref ::: kumaş dokuyan sanatkârlar.

ehl-i hibre ::: bir şeyi çok iyi bilen *bilirkişi. (bkz. : ehl-i vukuf).

ehl-i hikmet ::: filozoflar.

ehl-i idrâk ::: düşünce sahipleri, her şeye akıl erdirenler.

ehl-i İslâm ::: İslâm topluluğu.

ehl-i kıble ::: Müslüman.

ehl-i kitâb ::: dört kitaptan birine inanan.

ehl-i salâh ::: huk. hâli mestur, namuslu, doğru olan kimse, [bu evsâfı hâiz olanlara : ehl-i afa, ehl-i hayr, ehl-i fazi da denir].

ehl-i sûk ::: çarşı halkı, esnaf.

ehl-î sünnet ::: Peygamberimizle sahabelerine (dostlarına) itikatta uyanlar.

ehl-i şer ::: fenalık sahibi.

ehl-i şîa ::: Hz. Alî'nin mezhebine bağlı olan kimseler.

ehl-i ta'kîb ::: takîbedenler, peşinden gidenler.

ehl-i tarîk ::: bir tarikata, mensup [olan], derviş.

ehl-i tertîb ::: fık. farz olan beş vakit namazı, arada fasıla vermeden muntazam olarak kılan.

ehl-i ukubet ::: huk. men'edilen şeyleri yaptıklarınden dolayı haklarında ceza tatbiki kolay olan âkil baliğ kimseler, cezaya ehil kimseler.

ehl-i vezâif ::: huk. vakfın gailesinden maaş ve tayına müstahik olan kimseler, [camiin, imam, müezzin vesâir hademesi veya fakirler gibi].

ehl-i vukûf ::: iyi bilgisi olan, bilirkişi, (bkz. : ehl-i hibre).

ehl-i vücûd ::: varlık sahipleri, insanlar. ehl-ül-farz : fık. birinci derecedeki vâris.

ehil ::: maharet sahibi , evcil

ehl ::: sahip , usta , maharet sahibi , evcil , dost

ehil ::: ‬maharet sahibi

ehil ::: evcil

ehil ::: bir yerde ikamet eden

ehil ::: bir yere mensup

ehl ::: ‬maharet sahibi

ehl ::: evcil

ehl ::: bir yerde ikamet eden

ehl ::: bir yere veya görüşe mensup

ehil ::: (a. s.) (bkz. : ehl).