حسن
Osmanlıca - Rumca - حسن maddesi. Cilt: 1 Sayfa: 697 - Sira: 14
TÜRKÇE´DEN RUMCA´YA KAMUS-İ OSMANÎ, Yanko Hloros, 1899,, حسن yunanca ne demek. Osmanlıca - Rumca Sözlük, Türkçe - Yunanca Sözlük, حسن kelimesinin yunanca anlamı karşılığı nedir? Yunancada ne anlama gelir. Yunanlılar nasıl der.
Οθωμανικό-Ρωμαίικο Λεξικό , Τουρκοελληνικό Λεξικό, Τι σημαίνει حسن ; Ποια είναι η σημασία της λέξης حسن ; Σε ποια έννοια χρησιμοποιείται το حسن ; Τι εκφράζει ο όρος حسن ; Ποια είναι η λεξική σημασία του حسن ; Τι είναι το حسن ; Τι σημαίνει το حسن ; Ποια είναι η επέκταση του حسن ; Μπορείτε να εξηγήσετε τη σημασία του حسن ; Τι αντιπροσωπεύει το حسن ; Λεξικό της Παλιάς Κωνσταντινούπολης Ρωμαίικης
حسن güncel sözlüklerde anlamı:
hasen ::: (a. s.) : hüsünlü, güzel. Vech-i hasen : güze! yüz. A'mâl-i hasene : güzel işler. [müen. "hasene" dir]. [Osmanlıcada erkek adı olarak "hasan" şeklinde kullanılır].
hasen-ül-hulk ::: huyu güzel.
hasen-ül-vech ::: güzel yüzlü.
hasen-üs-savt ::: güzel sesli.
hüsn ::: (a. s.) : 1) güzel, iyi. 2) i. güzellik, iyilik.
hüsn-i âdâb ::: güzel terbiye, görgü.
hüsn-i ahlâk ::: ahlâk güzelliği.
hüsn-i âkibet ::: netîce güzelliği.
hüsn-i beyân ::: ed. iyi, güzel anlatış.
hüsn-i endim ::: endam, vücut güzelliği.
hüsn-i hâl ::: davranış güzelliği.
hüsn-i hareket ::: iyi muamelede bulunma.
hüsn-i hatt ::: yazı güzelliği.
hüsn-i hisâl ::: huyların iyiliği.
hüsn-i hitâm ::: iyi sona erme.
hüsn-i hizmet ::: iyi iş görme.
hüsn-i ibtidâ' ::: ed. (bkz. : berâat-i istihlâl).
hüsn-i idare ::: iyi idare, iyi kullanma.
hüsn-i imtizaç ::: iyi geçinme.
hüsn-i isti'mâl ::: iyi kullanma.
hüsn-i i'tibâr ::: çok itibâr gösterme, iltifat etme.
hüsn-i kabul ::: iyi bir surette kabul etme, iyi yüz gösterme.
hüsn-i makta' ::: ed. bir gazelin makta' beytinden evvelki beyit.
hüsn-i ma'nevî ::: iç güzelliği.
hüsn-i matla' ::: ed. bir gazelin ikinci beyti.
hüsn-i meyelân ::: muhabbet iyiliği.
hüsn-i muamele ::: iyi muamele.
hüsn-i nazar ::: teveccüh, iltifat.
hüsn-i niyyet ::: iyi niyet.
hüsn-i suret ::: iyi bir surette.
hüsn-i sûrî ::: görünüşteki güzellik.
hüsn-i şöhret ::: iyi şöhret.
hüsn-i tabiat ::: zevk güzelliği.
hüsn-i ta'bîr ::: söyleyişin güzelliği, güzel ifâde.
hüsn-i tahallus, hüsn-i ta'lfl ::: ed. bir şeyin meydana gelmesine hayalî ve güzel bir sebep gösterme.
hüsn-i tedbîr ::: iyi, yerinde, yolunda tedbir.
hüsn-i telâkki ::: iyi kabul.
hüsn-i teveccüh ::: sevgi ile karışık beğenme.
hüsn-i zann ::: iyi fikir besleme.
hüsn ü ân ::: 1) güzellik; 2) müz. Türk müziğinin en az iki buçuk üç asırlık bir mürekkep makamı olup, numunesi kalmamıştır.
hüsn ü aşk ::: 1) güzellik ve sevgi; 2) Şeyh Galib'in meşhur manzum hikâyesi.
hüsn ü kubh ::: 1) güzellik ve çirkinlik; 2) Hanefî fıkhının en mühim bahislerinden biri.
hüsn ü letafet ::: güzellik ve hoşluk.
hüsün ::: güzellik
hasen ::: güzel , güzellik
hüsn ::: güzellik , iyilik
hasan ::: güzel
hasen ::: güzel
hüsn ::: güzellik
hasen ::: (a. s.) hüsünlü, güzel. Vech-i hasen : güze! yüz. A'mâl-i hasene : güzel işler. [müen.