Çağdaş Sözlük

فرض

Osmanlıca - Rumca - فرض maddesi. Cilt: 2 Sayfa: 1198 - Sira: 8

TÜRKÇE´DEN RUMCA´YA KAMUS-İ OSMANÎ, Yanko Hloros, 1899,, فرض yunanca ne demek. Osmanlıca - Rumca Sözlük, Türkçe - Yunanca Sözlük, فرض kelimesinin yunanca anlamı karşılığı nedir? Yunancada ne anlama gelir. Yunanlılar nasıl der.

Οθωμανικό-Ρωμαίικο Λεξικό , Τουρκοελληνικό Λεξικό, Τι σημαίνει فرض ; Ποια είναι η σημασία της λέξης فرض ; Σε ποια έννοια χρησιμοποιείται το فرض ; Τι εκφράζει ο όρος فرض ; Ποια είναι η λεξική σημασία του فرض ; Τι είναι το فرض ; Τι σημαίνει το فرض ; Ποια είναι η επέκταση του فرض ; Μπορείτε να εξηγήσετε τη σημασία του فرض ; Τι αντιπροσωπεύει το فرض ; Λεξικό της Παλιάς Κωνσταντινούπολης Ρωμαίικης

فرض güncel sözlüklerde anlamı:

farz ::: (a. i. c. : furûz) : 1) bir netîce elde etmek için ihtimalli veya gerçek olarak kabul edilen bir tahminde bulunma, sayma, tutma, bir hususu bir dâvaya mevzu ve asıl kılma : "beni burada yok farzedin". 2) Allah'ın, işlenmesi kat'î olarak lüzumlu terki günah olan emirleri, [namaz; oruç; hac; zekât gibi]. 3) s. zarurî, lüzumlu, gerekli : "onu ziyaret etmek farzoldu". Bil-farz. diyelim ki, tutalım ki, şöylece düşünelim.

farz etmek ::: saymak, tutmak

farz-ı ayn ::: Allah'ın teker teker her Müslümanın yerine getirmesi lâzımgelen emri.

farz-ı kifâye ::: Allah'ın, bir kısım Müslümanların yerine getirmesiyle, diğerlerinden sakıt olan emirleri, [cenaze namazı kılmak gibi].

farz-ı muhal ::: olmıyacak bir şeyi, olacakmış gibi düşünme.

farz-ı telâtum ::: dünyânın her tarafına yayılmış olan ve son derece elâstikiyyeti (esnekliği) sebebiyle havayı, sesi ve (ışığı nakle yarıyan ve "esîr" denilen ince maddenin farz ve kabul edilen dalgaları.

farz ::: tanrı emri , borç , tasavvur edilmek , saymak , tutmak

farz ::: ‬Tanrı emri

farz ::: borç

farz ::: ödev

farz ::: zorunlu

farz ::: (a. i. c. : furûz) 1) bir netîce elde etmek için ihtimalli veya gerçek olarak kabul edilen bir tahminde bulunma, sayma, tutma, bir hususu bir dâvaya mevzu ve asıl kılma :