نذر
Osmanlıca - Rumca - نذر maddesi. Cilt: 2 Sayfa: 1868 - Sira: 18
![](/rsm/rum2/185/1868-18.jpg)
TÜRKÇE´DEN RUMCA´YA KAMUS-İ OSMANÎ, Yanko Hloros, 1899,, نذر yunanca ne demek. Osmanlıca - Rumca Sözlük, Türkçe - Yunanca Sözlük, نذر kelimesinin yunanca anlamı karşılığı nedir? Yunancada ne anlama gelir. Yunanlılar nasıl der.
Οθωμανικό-Ρωμαίικο Λεξικό , Τουρκοελληνικό Λεξικό, Τι σημαίνει نذر ; Ποια είναι η σημασία της λέξης نذر ; Σε ποια έννοια χρησιμοποιείται το نذر ; Τι εκφράζει ο όρος نذر ; Ποια είναι η λεξική σημασία του نذر ; Τι είναι το نذر ; Τι σημαίνει το نذر ; Ποια είναι η επέκταση του نذر ; Μπορείτε να εξηγήσετε τη σημασία του نذر ; Τι αντιπροσωπεύει το نذر ; Λεξικό της Παλιάς Κωνσταντινούπολης Ρωμαίικης
نذر güncel sözlüklerde anlamı:
nezr ::: (a. i. c. : nüzûr) : adak, adama.
nüzür ::: (a. i. nezîr'in) : (bkz. : nüzerâ).
"); O ::: (a. ha.) : Osmanlı alfabesinde elif ve ayın harflerinin kalın zamme (ötre) (ilerinin sesini karşılar.
Ocak ::: (t. i.) : [kelime türkçe olmakla beraber Osmanlıca kelimelerle birleştirilerek terkipler meydana getirilmiştir : oeâg-ı mihmân-neviz : misafir ağırlıyan ocak (hanedan). Serâmedân-ı ocâg : ocağın ileri gelenleri. gibi]
okka ::: (o. i.) : (bkz. : ûkıyye).
Okyanus ::: (a. h. i.) : 1) (bkz : Bahr-i muhît). 2) Osean, fr. Ocean.
ordu ::: (t. i.) : [kelime türkçe olmakla beraber Osmanlıca kelimelerle birleştirilerek terkipler ve "birleşik kelimeler meydana getirilmiştir : Ordû-yi hümâyûn = pâdişâh ordusu. Ordû-gâh : ordunun konakladığı yer. gibi]
ordu-gâh ::: (t. f. b. i.) : ordunun konakladığı yer. (bkz. : muasker).
Osman ::: (a. h.) : Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'in dâmâdı, üçüncü halîfe. [Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'in : Ru-kıyye ve Zeyneb adında iki kızıyle evlendiği için "Osmân-ı Zi-n-nûreyn" lâkabiyle anılır]
Osmânî, Osmâniyye ::: (a. s. c. : Osmaniyân) : Osmanlı Devleti'ne mensup, Osman-lılar'a âit, Osman Oğullari'yle ilgili. Devlet-i Osmâniyye : Osmanlı Devleti. Kavâid-i Osmâniyye : Osmanlıca gramer.
osmaniyân ::: (a. s. osmânî'nin c.) : Osmanlılar, Osman Oğulları.
otâg ::: (t. i.) : [çok eskiden dilimize toharcadan geçtiği ileri sürülen bu kelime türkça kabul edilegelmiş ve Osmanlıca kelimelerle birleştirilerek terkipler yapılmıştır : otâg-ı hümâyûn : pâdişâh çadırı. gbii]
otağ-gerân ::: (t. f. b. i. c.) : otağ, çadır yapanlar.
otâga ::: (f. i.) : sorguç.
nezr ::: adak
nezr ::: adak
nezr ::: (a. i. c. : nüzûr) adak, adama.